duygu asena'nın "paramparça" adlı kitabını yıllar önce okuduğumda çok beğenmiştim. henüz daha bloglar falan yokken, bu ülkede yaşayan lgbti'lerin deneyimleri henüz çok az duyuluyorken çok önemsemiştim.
kitaptaki X kurgu bir karakter değil, taşrada memur bir hayranının duygu asena'ya mektup yazması üzerine asena'nın onunla buluşup, anlattıklarını kasede alması ve ardından, bildiğim kadarıyla hikayeye dokunmadan kurgulaması. ben ifadesini de çok beğenmiştim. duygu asena'nın yalın anlatımını severim. kendisiyle de tanışma şansım olmuştu. harika bir insandı. keşke biraz daha kalsaydı...
perihan mağden'le karşılaştırmak bana haksızlık gibi geliyor. asena, mağden gibi beş takla atıp beceriler sergilemiyor, daha düz anlatıyor bence. mağden ise müthiş yetenekli bir yazar ama ne yazık ki özellikle de ali ile ramazan'daki bakışı, içi boş alt sınıf güzellemesi, inanılmaz cinsiyetçiliği ile asena'nın samimiyetiyle karşılaştırılmayı hak etmiyor.
Not: bu yazı, facebook'taki şu yoruma cevaben yazıldı.
Not 2: murat renay'ın bu kitapla ilgili yazısı.
Not 3: Senem Soyer'in "DUYGU ASENA VE NEVÂL ES-SA’D’AVÎ ESERLERİNDE KADIN KAHRAMANLAR" adlı makalesi